Bu aralar ben her şeyi unutuyorum. Etrafımdaki insanların da benzer hafıza problemleri yaşadığını görünce bu konuya bir el atayım istedim.
Yazar: Deniz Konuk
Biraz keyiflenelim, biraz enerjimiz değişsin … Her gelen gün bir öncekinden de korkutucu yeniliklere gebeyse eğer, elimizdekilerle birlikte en mutlu hayatı yaşamayı öğrenmeliyiz demektir.
Nefesler tutuldu, dünya durdu sanki. Yaş, cinsiyet, ırk farketmeksizin 2020 her birimiz için olağanüstü bir sene oluyor. Sanki bir bilim kurgu filmi izliyormuşum gibi hissediyorum ve yalnız olmadığıma eminim. Böyle apokaliptik filmlerin sonunda bir anda güneş açar ve etraf yine çocuk kahkahalarıyla cıvıldar. O gün geldiğinde; yani her şey olup bittiğinde, belki bundan haftalar, belki de aylar sonra içimizde ve yaşantılarımızda neler değişmiş olacak dersiniz? Çık aradan Will Smith! Ben öyle bir sahne hayal etmiyorum.
Mart 2020, herkes evinde nefesini tutmuş, sanki çılgın bir bilim kurgu dizisi takip ediyormuşuzcasına, tüm dünya bekliyor. Evren çıldırmış olmalı. Belki de doyumsuz insanoğluna bir ders vermek istiyordur, bilmiyorum. Tek bildiğim hepimizin korku içinde olduğu. Evet hepimiz korkuyoruz ve içinde bulunduğumuz şartlarda bu korkunun çok yerinde; belki de şu an bizim güvende olmamızı sağlıyor; korkuyoruz ve dışarı çıkmıyoruz, sosyal mesafemizi koruyoruz, ellerimizi yıkıyoruz (!), kısacası elimizden geldiğince önlemlerimizi alıyoruz. Peki ya anksiyeteye düşünce? İşte o hiç iyi bir ruh hali değil. Anksiyeteden koşarak kaçalım derim! Evde geçirdiğim 7. günün sonunda anksiyeteye düşmemek için kendimce bir kaç yöntem geliştirdim. Atom fiziği…
Ben şanslı bir kız çocuğu olarak geldim dünyaya. İdeolojik olarak değil, olduğu haliyle feminist bir ailede yetiştim.
Tüketim çağında yaşıyor ve bir çok şeyi tükettiğimiz gibi ilişkileri de tüketiyoruz. Hadi zaman tünelinde, çok değil, biraz geri giderek ilişkilerimize değer katan eski alışkanlıklarımızı hatırlayalım.
Ben şanslı bir kadınım. Okumuş ve eşitliğe inanan bir ailenin küçük kızıydım. Yemekten sonra masa toplamam beklenmez, erkek çocuklardan ayrı tutulmaz ve özgürlüğüme asla karışılmazdı… Benim hiç bir zaman kadın haklarımı savunmam gerekmediği için olsa gerek, kendimi hiç feminist olarak tanımlamamıştım. Bugün sadece kendim için değil, tüm dünya kadınları için yüksek sesle söylüyorum, ben feministim ve iyi ki kadınım!
Sen bir süper kahramansın, herkesin ihtiyaçlarına yetişebilirsin! Peki ya kendine yetişebiliyor musun?
Herbirimizin küçük, büyük korkuları var. Bu korkular hayatta ilerlememizi engelleyerek özgürleşmemizi zorlaştırıyor. Hadi bu ay korkuları düelloya davet edelim! Hepimiz korkuyoruz. İnsan tanımadığı deneyimin sürprizinden korkuyor. Konfor alanımızdan çıkmak hiç işimize gelmiyor. Oysa ki bu bizim özgürleşmemizi ve yeni deneyimler edinmemizi, kendi limitlerimizi genişletmemizi engelliyor. Ben, çok korkak biri olarak, korkularımı keşfetmeye ve o karanlık bulutuna ışık yakmaya karar verdim. Herşey zihinde başlıyor ve bitiyor… Ciddi seviyede örümcek fobim vardı. Yeni bir yere girdiğimde hemen tüm örümcekleri tespit eder ve örümcekler yok olana kadar tüm vücudum kaşınırdı. Hayatımı ciddi anlamda etkiliyordu. Düşündüm; örümcek korkum ilk ne zaman başlamıştı? Acaba…
Eskiden yeni yapabilirsin; Mesela bir not defterine ne dersin?