Yazar: Deniz Konuk

Yazın gelişiyle mi alakalı yoksa doğumun üzerinden yarım yıl geçmesiyle mi bilmiyorum ama ben artık kendime gelmeye hazırım. Emzirmeye devam ederken, vücudumu toparlamak için hayatıma birkaç minik adım kattım ve etkisini görmeye başladım bile! Siz de bir bakın bakalım… 1. İlk adım adım atmak Her gün mutlaka uzun yürüyüşlere çıkıyorum. Eğer dışarıda bir işim varsa, yürüyerek gidebileceğim destinasyonlar seçiyorum. 2. Organik ağırlık kullanıyorum Bebeğimi kanguruya takıyorum, böylece ağırlıklı yürüyüş yapmış oluyorum! Burada kanguru seçimi çok önemli çünkü belime fazla yük binmesini istemiyorum. Hem omuz, hem sırt, hem de bel destekli bir kanguru kullanıyorum. Hemen akşamına kalçalarımda tatlı bir acı hissettim…

Bir anne adayı görür görmez, deneyimli anneler hemen kendi başından geçenleri anlatmaya başlar. En popüler konu ise uykudur. Ayrı ayrı, hem annenin, hem babanın hem de bebeğin en büyük sınavlarından biri olan sevgili uyku… Uyku, hakkında konuşmaya çok çekindiğim bir konu aslında. Zira bebekler, onlarla ilgili bir şey söylendiğinde hemen tersini yapmakla ünlüdürler.! Dolayısıyla ben bugün temkinli davranacak ve kendi deneyimlerimden değil, sadece araştırmalardan bahsedeceğim. Bebek uykusu hakkında çok farklı ve birbirine son derece zıt görüşler karşımıza çıkıyor. Okuduklarımı kendi süzgecimden geçirdim ve bir kaç başlıkta özetledim sizler için; Düzen (Rutin) Bebekler doğduklarında sirkadyen ritimleri (yani vücut saatleri) henüz oluşmamış…

Annem anlatır, 5 yaşındayken her sabah ağzına kadar dolu olan kıyafet dolabımın karşısında ağlayarak “Giyecek hiç bir şeyim yok!” diye isyan edermişim. Doğum sonrası, formundan eser kalmamış vücudum ve mememden düşmeyen bebeğimle, kendimi aynı isyanı ederken buldum ve bu sefer haklıydım. Yazar: Deniz Konuk Altınbaşak Giymeye alıştığım hiçbir şey üzerime olmuyordu ya da emzirmeye elverişli değildi. Bunu gören ben ne yaptım tabii ki kendimi içinde mutlu hissedeceğim, aynı zamanda da pratik olan bir stil arayışına girdim. Bakın neler buldum, yeni annelere duyurulur… Bol ve uzun kesim gömlekler: Derli toplu. İki beden büyümüş kalçalarımı örtüyor. En önemlisi de sadece iki düğme…

EDİTÖR: DENİZ KONUK ALTINBAŞAK Belki de Şefika Teyze ve arkadaşları sormasa, insanın aklına gelmeme olasılığı vardır bu sorunun ama hayır; kültürel bir şey olsa gerek, biz başkalarıyla ilgili bu tip özel bilgilere hakim olmak isteriz. Doktor kontrolünde kilo/ boy oranlarını gözlerim dolu dolu dinlediğimi, yemeyi reddettiğim her kaşık hünnap için içten içe suçluluk duyduğumu ve akşamları bebeğimin doymadığına inandığımı fark ettiğim an anladım ki bu konuya bir el atmanın zamanı gelmiştir. Emzirme konusuna fazlasıyla kafayı takmış sayısız anneden biri olarak biraz araştırdım ve bakın neler öğrendim… 1 – En önemli şey ruh hali. Eğer anne sütünün yetmediğine inanıyorsa, kesin yetmeyecektir!…

Yeni annelik maceramda her gün, duyduğum her bir yorumda, tüm farklı bakış açılarında, doğru olduğu söylenen yanlışlarda ve elime yüzüme bulaşmış ideallerimle sınanıyorum. Biliyorum, sen de öyle… Anne olduğumdan beri hep bir yeterlilik sınavına giriyormuşum gibi hissediyorum. Öncesinde sayfalarca kitaplar okumuş olduğum halde konularla yüzleştiğimde öğrencilik yıllarıma geri dönmüş gibi oluyorum. Bir anda her şeyi unutuyorum! Edindiğim tüm bilgiler çorba oluyor zihnimde. Bir de başkalarının yaptığı yorumlar yok mu? Tamamı iyi niyetle gelen ve fakat bir türlü iyi niyetle karşılayamadığım ve her seferinde “izin ver ben kendi yöntemimi bulayım” diyerek kapıyı yüzüne çarpmak istediğim naçizane yorumlar. Gerçekten iyi niyetliler ve…

Anneliğin ilk bir kaç haftasının dünyanın ekseninin tamamen yer değiştirdiği bir dönem olduğunu gördüm. O ilk değişim döneminin içinden geçmekte olan bir çekirge olarak ne kadar kafa karıştırıcı olduğunu biliyorum, şu anda değişimin ta kendisiyim… Bir yandan uykusuz, korku dolu ve yetersiz hissediyorum. “Bundan sonra hayat böyle mi?” sorusunu sormadan edemiyorum. Bir yandan da hayatın mucizesine hayran kalıyorum. Her gün yeni bir macera yaşıyorum. Ona tarifsiz bir sevgi ve şefkat duyuyorum ve kendimi hiç olmadığım kadar güçlü hissediyorum. Yani anneliğin ilk haftaları eşittir kafa karışıklığı diyebilirim! Ben iyi bir anne olabilmek için önce kendimi iyi hissetmem gerektiğini anladım. Tuttum lohusa…

“Renk, doğrudan ruha etki eden bir güçtür” demiş ünlü ressam Vassily Kandinsky. Hemen her yerde hayatımızda olan renklerin aslında üzerimizde hiçte küçümsenmeyecek bir etkisi var. Bu konuda biraz bilinçlenerek renklerin gücünü yanıma çekmeye karar verdim. Hadi siz de gelin! Aslında her birimiz için az çok benzer çağrışımlar yaratan renklerin, psikolojimiz üzerine olan etkisinin iki kaynağı bulunuyor; Kültürel faktörler ve kişisel referanslarımız. Yani hem doğup büyüdüğümüz toplumun ortak bilincini hem de bizim kendi hayatımızda o renkle eşleştirdiğimiz hatıralarımız. Mesela beyaz, çoğu batı kültüründe saflık ve masumiyeti sembolize ederken, bir çok doğu kültüründe ise yasın rengi olarak karşımıza çıkıyor. Uzmanlar, renklerin psikolojimiz…

Okulun yerini asla dolduramıyor ama yine de uzaktan eğitime biraz şans vermemiz gerek, zorundayız. Bir tutam disiplin ve iki avuç esneklik ile bu dönemi güzellikle geçirebiliriz. Yaz her birimizin ruhuna nefes oldu olmasına ama maalesef hayal edildiği gibi hayat normale dönmedi. Evet, okullar açılıyor ama evlerde, odalarda ve ekranlarda. Gerçekler biraz korkutucu gelse dahi, Mart – Haziran aylarında yaşadığımız deneyimleri lehimize çevirerek, önümüzdeki eğitim dönemini daha olumlu yaşayabiliriz. Her şeyden önce ev ahalisi olarak bir toplanalım ve her şeyi açıkça konuşalım; bu durumun ne kadar süreceği belli değil. Birlikte belirleyeceğimiz düzene uyarak bu dönemi zorlanmadan geçirebiliriz. Bunun yanı sıra sadece…

Bu konuda anlaşalım, hamilelik çok doğal bir süreç ve durumu abartmaya gerek yok. Kendinize hassas davranmaktan da , onu bunu yasaklamaktan da vazgeçin, hasta değil aksine çok sağlıklısınız, çünkü ki bir bebeğiniz olacak. Hamilelik döneminde kendi keşiflerimi aranızdaki diğer hamilelere yol göstermesi için listeledim, bir bakın bakalım… Hamileliğimin başlarında en zorlandığım konulardan biri yemek oldu. Her zaman çok sağlıklı beslenmişimdir ama bu sefer daha düzenli olmalı, aldığım besinlerin dengesine çok daha dikkat etmem gerekiyordu. Kısacası her dakika bir sonraki öğünde ne yiyeceğimi düşünür oldum ve bundan pek hoşlanmadım. Eğer mutfakta vakit geçirmeyi seviyorsan veya senin için biri mutfakta vakit geçiriyorsa…

Ruh, beden, zihin üçlemesini dehşete düşmekten koruyabilirsin. Nasıl mı? Hamile olduğumu öğrendiğimin ertesi günü Türkiye’de okullar kapatıldı ve biz de evlerimize kapandık. Bu benim ilk hamileliğim, heyecan ve mutluluktan havalara zıplamak isterken, bir yandan içimde kocaman bir endişe balonu şişiyordu. İlk bir-iki ay biraz bocaladıktan sonra kendimi toparlamanın yöntemlerini aramaya koyuldum ve bardağın dolu tarafını görmeye başladım. Ben, güvendeyi(z). Hem kendi doktorum hem de sosyal medyada takip ettiğim farklı kadın doğum uzmanlarının söyledikleri içimi çok rahatlattı; covid-19 karşısında hamile bir kadın, sadece kendi yaş grubu ve bireysel sağlık durumu kadar risk taşır. Tabii ki, tüm zamanlarda yaşanmış tüm gebeliklerde olduğu…