Yeni aldığınız spor kıyafetlerinizi özenle üzerinize geçirdiniz; saçlarınızı sımsıkı topladınız. Renkli mataranız su dolu, fosforlu spor ayakkabılarınız ise yerinde duramayacak kadar heyecanlı.. Çünkü zaman, onların zamanı.. Kutlu olsun, spora başladınız!
Yazar: İzem İlayda
Farkında mısınız bilmem, yüzyıllardır süregelmiş tarihleri olan yiyecek ve içeceklerden bazıları, günümüz sağlıklı yaşam dünyasında yeni yeni kendilerine bir yer ediniyor. Kimisi bu yiyecek ve içeceklere bir trend gözüyle bakıp menüye eklerken, “Daha düne kadar marulla yaptığımız yeşil salataya ne ara kinoa karıştı?” diyenlerin sayısı da azımsanamayacak kadar çok. Aslına bakarsanız sağlıklı yaşamın tüm dünyayı etkisi altına aldığı şu günlerde sahneye yeni oyuncuların katılmasındaki temel fikir sanıldığı gibi “modern beslenme” anlayışından ziyade, daha çok besleyici alternatif gıda arayışına girilmesi. Malum, içeriklerinden ötürü hayatımızdan çıkarttığımız birçok besinin ve içeceğin muadilleri keşfedildikçe, sağlıklı beslenmeye bir adım daha sıcak bakar hale geliyoruz. Tüm bunlar…
Tam 4 ay oldu, en sevdiğim tatlılara “elveda” diyeli ve işlenmiş şekeri hayatımdan çıkartalı. Öyle enteresan hikayelerim var ki, şimdilerde işlenmiş şekere karşı sert ve emin duruşumu görenler, anlattığım eski hikayelere inanmakta zorlanıyor. Photo Credit: Jim Wilson/ cooking.nytimes.com Zararları saymakla bitmeyen işlenmiş şekerin eski bir bağımlısı olarak, tek seferde yiyebildiğim tatlı porsiyonlarına kendim bile akıl sır erdiremiyordum bir zamanlar. Şöyle detaylı bir araştırma yapıp zararlarını fark edene kadar da, şekerin gizli bir düşman olduğunu bir türlü idrak edemedim. Gizli düşman diyorum, çünkü o lezzetli tatlıların ardında böyle büyük zararların gizlenmesi, kulağa inanması zor bir tür efsaneymiş gibi geliyor. Oysaki çok…