Yazar: İzem İlayda

Sağlıklı beslenme ve spor, son zamanların en trend yaşam biçimi haline geldi. Her geçen gün daha da bilinçleniyoruz ve bu harika bir şey. Ancak geldiğimiz noktanın sınırları da bir o kadar endişe verici. Sağlıklı beslenmenin ve sporun nesi endişe verici olabilir değil mi? Bedenimizi hareket ettiriyoruz, paketli gıdalardan uzak duruyoruz ve çok daha hafif hissediyoruz. Zaten buraya kadar her şey harika, peki bedenimizi ve kendimizi bu konuda strese soktuğumuz gerçeğine ne olacak? İşte tam o noktada, felaket senaryoları başlıyor ve biz muhteşem yaşam tarzımızı takıntılarla bezenmiş bir hayata çeviriyoruz.. “BEŞ GÜNDÜR SPORA GİDEMİYORUM, BENCE KİLO ALDIM” Bu cümleyi spora gidemediğin her…

Sağa dönüyorum, olmuyor. Sola dönüyorum, tersime geliyor. Her uyku pozisyonuna bir bahane uydururken, o da yetmezmiş gibi düşünceler zihnimize üşüşüyor ve bazı geceler gerçekten hiç uyuyamıyoruz. Ertesi gün de mutlaka bu uykusuzluğun etkilerini hem fiziksel hem de ruhsal olarak hissediyoruz. Vakit, birşeyler değiştirme vakti. Sonra da, gelsin uyku vakti! En az kaç saat uyumalısın? Evet, öncelikle bunu test et. En az kaç saat uyuduğun zaman güne şahane başlıyorsun. Bununla ilgili bilimsel birtakım rakamlara zaten sahibiz. Ama sen bunu kendinde bizzat deneyimlemeli ve o rakamı keşfetmelisin. Denemeli :Biyolojik saat sistemimiz kişiden kişiye değişir. Kendin için en uygun saat aralığını yine senden…

Kafalarda çizilen resimleri hayata aktarmaya çabalamaktan yorgun düşüyoruz bazen. Hepimiz aynı sporları yapmalı, aynı beslenme düzenini izlemeli ve aynı yollardan yürümeliymiş gibi bir hisse kapılıyoruz. Çünkü çoğunluğun uyguladığı rutinlerden ayrı düşersek, bu bize bir şeyleri kaçırdığımız hissi veriyor. Evet, doğamızda böyle bir şeyler var ki hepimiz ufak ya da büyük çaplı bu duygu durumlarını deneyimliyoruz. Ama farkındalık neyse ki her şeyin başı. Hayatımızı biraz mercek altına alsak da bazı şeylerden vazgeçip yerine yeni bakış açıları mı koysak, ne dersiniz? Mesela… KENDİNE UYGUN EGZERSİZLER SEÇ Bir arkadaşın pilatese başladı ve ona ne kadar iyi geldiğini anlata anlata bitiremiyor. Her gün karşına…

İlk gençlik yıllarında nedense  insan birşeyleri değiştirmenin, kendini değiştirmenin peşinde koşuyor.  Biraz zaman geçtikten genellikle de var olanı kaybettikten sonra tekrar en başa her şeyin en doğalına ve ilk gençlik yıllarında değiştirdiklerine geri dönmeye çalışıyor. Bu bir kural, yıllardır değişmedi, değişmiyor. “Anneler her şeyin en doğalını, en güzelini bilir” dedik hep. Madem küçükken bu önerileri kulak arkası ettik,  vakit onların pratik, doğal ve sağlıklı önerilerini hatırlayıp uygulama vakti. Haydi en başa, doğalımıza dönelim… SAÇLAR Şekillendirme ‘Saçlarına maşa yapma, kağıda sar uyu’  dedi annelerimiz . Evet, bu yöntem eskide kalmış olabilir, ama hala geçerli ve en güzeli.  Duş sonrası nemli saçlarınızı…

Kişisel gelişimimizin en önemli aracı kendimiz gibi olmak. Ne yaparsak yapalım gerçekten kendimiz olarak yaptığımız zaman, kafamızdaki soru işaretleri her geçen gün azalıyor. Yani aslında kendinde olmayanı, sana ait ve uygun olmayanı yapmaya çalışmak düştüğümüz en büyük mutsuzluk tuzağı. Hem zaten ne yaparsak yapalım, üzerimize de oturmuyor. Aynı durumun fit kalma çabalarımızda da geçerli olması gerektiğini ise hep gözden kaçırıyoruz. Her birimizin fiziğiyle ve görüntüsüyle alakalı alabildiğine fazla problemi var. Çünkü, kendimiz gibi fit olmaya çalışmıyoruz. Başkaları gibi fit olmak ise mümkün olmuyor ve biz mutsuzluğumuzu kendimiz hazırlıyoruz. BU SENİN FİZİĞİN! Evet, içinde yaşadığın beden – kulağa klişe gibi gelse…

Bir mekan düşünün ki, izlediğiniz keyifli bir oyundan sonra güzel bir içecek yudumlayabileceğiniz, veya şahane bir konser öncesi hafif bir akşam yemeği yiyerek güzel birkaç saat geçirebileceğiniz; üstelik sahne de uzakta değil, bu keyifli mekanın hemen alt katında.. İşte orası, DasDas! Daha doğrusu, Das Kaffee.. Peki DasDas nedir, Das Kaffee ile bağlantısı nereden gelir? DasDas, tiyatro oyunlarının sergilendiği, konserlere ve çeşitli atölyelere ev sahipliği yapan kolektif bir “sanat yuvası”. Bence ismi de konsept kadar keyifli ve enerjik! Geçtiğimiz Nisan’da açıldı aslına bakarsanız. Açıldığı haberlerini okuduğum zaman çok merak etmiştim. Geçtiğimiz hafta nihayet giderebildim. Merak ettiğim kadar da varmış, bu yüzden…

Boş tabir ettiğimiz zamanların içini doldurmak istediğimizde devreye kimi zaman ne yapacağını bilememek giriyor. Hani o en dolu zamanlarınızda aklımızı meşgul eden cin fikirler, istekler, hedefler, şimdi neredeler? Beyniniz de zamanınız kadar boş kalıveriyor birdenbire. Merak etmeyin, ben de sizdenim. Ama kendimce geliştirdiğim birkaç küçük yöntem ve aktiviteyi kullanarak kendime harika doldurulmuş serbest zamanlar yaratabiliyorum artık.. Hiçbir şey yapmamak da buna dahil. Kendimle nasıl vakit geçiriyorum, neler yapıyorum veya neye önem veriyorum sizlerle de paylaşmak istedim. Kimbilir, belki sizin de kafanızda bir resim oluşturur, ve hatta “ne yapsam?” dediğinizde hatırlamak için açıp bu yazıyı okursunuz. O halde, hadi biraz boş…

Bebek’teki Yuvam Pasaj içinde minik ve sıcak bir dükkanda ağırlıyor sizi Art of Coffee.. Kübra Hanım ve Ümit Bey yedi ay önce atıldıkları bu maceradan oldukçe memnun. Benim en çok memnun kaldığım şey ise bu iki kardeşin vızır vızır yoğunluğun ortasında bile güler yüz ve ilgilerini asla kaybetmeyişi oldu.. Tabii bir de burası ile ilgili anlatacak çok lezzetli detaylar var. Hadi başlayalım! NE İÇMELİ? Eh, adından da anlaşıldığı üzere pek tabii ki kahvelerini denemelisiniz. Özellikle de üzerine selfie’nizin basıldığı resimli kahve, gününüzü güzelleştirmiyor değil. Mutlaka deneyin. Kahvelerin tümü makine kullanılmaksızın demleme yöntemi ile yapılıyor. Leziz bir kahve içeceğinize şüphe yok……

Bu sene biterken kararlar listemi son derece sade ve şık tutmaya karar verdim. Öyle sade, öyle güzel bir liste hazırladım ki, o kararları ya uygulayacağım, ya uygulayacağım! Sizin de bir karar listeniz var, belki çoktan hazırladınız, belki de üzeresiniz, veya hiç bunlarla uğraşmayacaksınız. O zaman size küçük tüyolar vereyim, küçük sorular sorayım.. Görün bakın, bu yazının sonunda sizin de benimki gibi sade ama kendinden emin bir karar listeniz olacak.  O zaman, buyrun yazının devamına.. *Adım 1: Yola Kendinizden Çıkarsanız, Sevmediğiniz Yollardan Çıkarsınız.. Kendinizde Değiştirmeyi Hayal Ettiğiniz İki En Belirgin Özellik Desem.. Her kararın başı, almak istediğimiz kararların bizim kişisel özelliklerimize…

Soğuk, yağmurlu bir kış gününde battaniyenin altına gömülmek kıştan beklediğimiz en harika şeydir. Sıcak bir içecekle tamamlanan hayalin başrollerinden biri de hep “o” olur : Salep. Salepi kış mevsimine çok yakıştırdığımız kesin. Ama aslında onu düzenli aralıklarla tüketmemiz için de oldukça fazla sebebimiz var. ‘Salepin sağlıklı etkilerinden yararlanmak için dikkat etmemiz gereken en temel şey, hazırlama aşamasında saf salep kullanmak. Hazır içecek formunda satılanların içerisinde oldukça yoğun miktarda katkı maddesi mevcut. Hazırlarken içerisine şeker koymamak da bir o kadar önemli.’ GRİP SİZİ DE Mİ YAKALADI? Kış gelir gelmez yakalandığımız öksürük nöbeti ve şiş boğazlarımıza salep birebir. Tek etkisi bu değil;…