Güzellik endüstrisi son yıllarda hem yeni marka hem de ürün çeşitliliği anlamında altın çağını yaşıyor. Varolan markalar değişen tüketici taleplerine ve trendlere göre, ürün inovasyonuna her zamankinden fazla önem veriyor ve pastadan pay kapmak için kıyasıya bir rekabet yaşanıyor. Her geçen gün ünlülerin çıkardığı kozmetik markalarına ya da farklı nişlere hitap eden bağımsız markalara da yenileri ekleniyor. Belki hepsi büyük başarılar yakalayamıyor ama bazı markalar var ki hem felsefeleri hem ürün kalitesi hem de tüketiciyle olan bağlarıyla öne çıkıyor. Fakat ne yazık ki bu markaların çoğunu Türkiye pazarında göremiyoruz. Sizler için keşke Türkiye’de de olsa dediğim, radarınıza almanızı ve fırsat…
Yazar: Begüm Güngör Güzel
EDİTÖR: BEGÜM GÜZEL GÜNGÖR (@mind.on.beauty) Güzellik Yayında’nın bu yaz sayısı için, herkese bir yol gösterici olmasını diliyorum zira kulaktan dolma yanlış bilgilerin önüne geçebilmesini hedeflediğimiz ‘leke problemi’ ile ilgili oldukça kapsamlı bir dosya hazırladık. Hazırlarken de oldukça uzman bir isimden yardım aldık. Kişiselleştirilmiş uzman tavsiyeleri ve etkinliği test edilmiş dermokozmetik çözümler sunan welcometoclub.com platformunun Bilim Kurulu Başkanı Dr. Yaman Er, leke oluşumu ve tedavi yöntemleriyle ilgili bakın neler neler anlattı bize… Yaz yaklaşırken birçok kişinin cildindeki lekeler ve leke tedavisi konusunu gündeme geliyor. Ya mevcut lekelerimiz yeniden yüzeye çıkıp koyulaşmasın istiyoruz ya da belki kışın binbir uğraşla geçirdiğimiz lekelerimiz sakın…
Son zamanlarda giderek bilinirlik ve popülerlik kazanan bir cilt bakımı alanı var: cilt mikrobiyomu ve dengesi. Birçok markanın koleksiyonlarına “mikrobiyom dostu” ürünler eklediğini görüyoruz. İşin içine pazarlama da girince probiyotik, prebiyotik, postbiyotik gibi tanımlar ve bunların sınırları da belirsizleşebiliyor. Bu sayıda cilt mikrobiyomu ve önemini etraflıca ele alacağız ve gerçek probiyotik cilt bakımının öncülerinden Belçikalı biyoteknoloji markası YUN Probiotheraphy’nin Bilimsel Çalışmalardan Sorumlu Yöneticisi Ingmar Claes’ten çok önemli bilgiler edineceğiz. Yazar: Begüm Güzel Güngör Mikrobiyom nedir ve ne işe yarar? Önce temel bilgilerle başlayalım: 17. yüzyılda Antonie van Leewenhoek’in keşfinden bu yana, insan vücudundaki mikrobiyota çalışmaları devam ediyor ve bugün, tüm…
Geçtiğimiz ay, yazdan çıkarken rutinimizi nasıl güncellemeliyiz, önümüzdeki dönemde cildimizde nelere odaklanmalıyız gibi sorulara yanıt aramıştık. Gelin bu ay, bir derinlemesine dalışla, bu dönem rutinimizin vazgeçilmezi olacak retinoidler konusunu mercek altına alalım. Editör: Begüm Güzel Güngör Nedir bu bir anda gündeme gelen “retinoidler”? Retinoid, aslında bir şapka terim ve tüm doğal ve sentetik A vitamini türevlerini kapsıyor. Retinoid ailesinin üyeleri retinoik asit (tretinoin), retinaldehit, retinol, retinil esterler, adapelen, tazaroten ve oral isotretinoin (Roaccutane ilacın etken maddesi). Retinaldehit, retinol ve retinil esterler (retinil palmitat, retinil linoleat, vb.) “kozmesötik” olarak reçetesiz şekilde cilt bakımı ürünlerinde kullanılırken, diğer formlar reçeteli olarak tedavi amaçlı…
Siz de şimdiye kadar cilt bakımınızda bir rutin tutturamadıysanız, ürünleri alıp alıp bir süre sonra bir köşede unuttuysanız ya da düzenli kullanmadığınız için ziyan ettiyseniz, bilin ki yalnız değilsiniz. Birçok kişi cildini tanımadan, ihtiyacının ne olduğunu bilmeden, rastgele ya da eşten dosttan duyduğu ürünleri alıyor ve çoğunlukla da etkisini göremiyor. Oysa doğru ürünlerle buluştuğunuzda cildinizdeki etkisini görecek ve nasıl da motive olduğunuza şaşacaksınız. Editör: Begüm Güzel Güngör Gelin bugün, kendimize nasıl bir cilt bakımı rutini oluşturabiliriz, onu inceleyelim. Ama öncelikle şu konuda anlaşalım: Temel cilt bakımı, esasen cilt sağlığımız için hepimizin uygulaması gereken adımları anlatır ve güzelliğe/süse düşkün olmakla alakası…
Dolabınızdaki eteklere, şortlara bir de eve kapanmaktan iyice beti benzi atmış kollarınıza, bacaklarınıza bakıp kara kara düşünmeyi bırakın. Bu ay sizin yüzünüzü güldürmeye geldim, üstelik saatlerce güneşin altında pişmeden… Editör: Begüm Güzel Güngör Her ne kadar sosyal medyada “sağlıklı bronzlaşma” tavsiyelerine, temelde yüzü koruyup vücudu güneşe vermeye, bronzluk artırıcı ürünler kullanmaya dayalı stratejilere rastlasak da üzgünüm ama güneş eşliğinde sağlıklı bir bronzlaşma formülü yok ne yazık ki. Güneş kaynaklı yaşadığımız bronzluk bize, kara kaplı UV hasarı defterine yeni kayıtlar eklediğimizi, DNA’mızın hasar gördüğünü ve ileride leke problemine bir davetiye daha çıkardığımızı gösteriyor yalnızca. Güzel haber: saatlerce güneşin altında yatıp mayo…
Retinol Nemi Arttıran Seramidler ile Buluştu Editör: Begüm Güzel Güngör Elizabeth Arden 30 yılı aşkın bir süre önce Ceramide kapsüller ile bir devrim yarattı. Kişisel ihtiyaçlara göre uyarlanmış, cilt bakımını zahmetsiz hale getiren tek doz serumlar. Şimdi, bu ödüllü kapsüllerin sahibi Elizabeth Arden markası, performansları klinik olarak kanıtlanmış retinol ve nemi arttıran seramidler ile formüle edilmiş, çok işlevli bir göz kremi sunuyor. Retinol Ceramide Line Erasing Göz Kremi. Mikro kapsüllü retinol, peptitler ve niasinamidin yaşlanma karşıtı karışımı pürüzsüzleştirir, aydınlatır ve şişkinliği azaltır. Bu krem, ayrıca, sahip olduğu Akıllı Retinol Teknolojisi sayesinde yeterince güçlü ama hassas göz çevresine uygun formülasyonu ile…
Hepimize gençleşme ya da genç kalma vaatleri sunan peptitlere biraz daha yakından bakalım mı? EDİTÖR: BEGÜM GÜZEL GÜNGÖR Yazın etkileri kendini göstermeye başladı ve artık, güneş hassasiyeti oluşturma riski nedeniyle cilt bakımında güçlü aktiflere ara vereceğimiz dönemdeyiz. Diğer yandan, güneşin etkisini artırması sonucu cildimizin alabileceği UV hasarı ile foto yaşlanma belirtilerinin de artacağı bir dönem. Yaşlanma etkilerine karşı yılın her mevsiminde kullanımı uygun ve avantajlı olsa da, yazın biraz daha öne çıkabilecek bir kozmesötik içerik grubu var: Peptitler…. Cilt bakımında peptitler Yazın etkileri kendini göstermeye başladı ve artık, güneş hassasiyeti oluşturma riski nedeniyle cilt bakımında güçlü aktiflere ara vermeyi ya…
Editör: Begüm Güzel Güngör (@mind.on.beauty) Kaç SPF yeter? SPF derecesi, hiçbir koruma olmadan cildinizin güneş yanığı olacağı sürenin kaç katı daha uzun sürede yanmadan güneşte kalabileceğinizi gösterir. Buna göre düz bir mantıkla normalde 5 dakika sonra cildiniz güneşten kızarmaya başlıyorsa, 50 SPF bir güneş kremiyle 5×50=250 dakika (4 saat üzeri) güneşten yanmadan korunmuş olursunuz, değil mi? Aslında değil. Çünkü laboratuarda sabit UV enerjisiyle test yapılıyor ancak gerçek hayatta maruz kalınan UV enerjisi bulunduğunuz enleme, saate, cilt tipinize göre değişkenlik gösterir. O yüzden SPF’i doğrudan süreyle ilişkilendirmek yanlıştır. Kendinizi güneşe maruz bırakırken UV endeksini mutlaka dikkate alın: 3 üzerinde mutlaka SPF…
Bilinenler, bilinmeyenler, yanlış bilinenler… Bizi mutlu eden, bize enerji veren ve ışığı altında her şeyin daha güzel göründüğü güneşin bizim için aslında çok da zararlı olduğunu biliyoruz değil mi? Biliyoruz ama yine de ona toz kondurmak, ondan uzak kalmak istemiyoruz. Sadece yazın, o da öğle saatlerinde tehlikeli olduğunu düşündüğümüz güneş, ne yazık ki yılın her günü cildimizin en büyük düşmanlarından biri ve onunla ilişkimizde aramızda hep bir kalkan olmalı: SPF. Korunmamız gerektiğini bilsek bile piyasada tonlarca ürün ve ürünlerin üzerinde de bir sürü farklı bilgi olunca işin içinden çıkmak iyice zorlaşıyor. Gelin, tüm kafa karıştıran detaylarıyla SPF konusunu masaya yatıralım! …